Paylaşarak Destek Ol

KİRAZ VE VİŞNE YETİŞTİRİCİLİĞİ

Kirazın anavatanı Hazar Denizi, Güney Kafkasya ve Kuzey Anadolu; vişnenin ise İstanbul ile Hazar Denizi arasında uzanan Kuzey Anadolu Dağlarıdır. Hatta vişnenin botanikteki latince adı Prunus cerasus, bu günkü Giresun’un eski adı olan Kerasus’dan gelmektedir. Kiraz ve vişnenin Avrupa kıtasına yayılması tohumlarının kuşlar ve hayvanlar tarafından taşınmalarıyla olmuştur. Amerika’ya ise kirazı kolonistler götürmüşlerdir. Çeşitlerin çoğu İngiltere’den ithal edilmiş olup, ilk modern kiraz yetiştiriciliğine Pasifik kıyılarındaki Oregon Eyaletinde başlanmıştır.      

Kiraz ve vişne meyveleri özellikle mineral madde açısından oldukça zengindir. Sanayide kullanılan birkaç çeşit dışında üretilen kirazın hemen hepsi taze olarak tüketilmektedir. Vişne ise meyve suyu randımanının (% 70-75) ve toplam asitliğin (% 3) yüksek olması nedeniyle, meyve suyu olarak işlenmeye çok uygundur. Ayrıca üretilen vişne derin dondurma, kurutma, konserve ve reçel şeklinde değerlendirilmekte ve dış ülkelere özellikle dondurulmuş halde ihraç edilmektedir.

Türkiye’de kiraz ve vişne üretiminde özellikle 1965-1985 yılları arasında hızlı artışlar olmuştur. 1965 yılında 47.000 ton olan kiraz üretimi, 1985 yılında 130.000 tona ulaşarak %76’lık bir artış gerçekleşmiştir. Günümüzde ise resmi verilere göre 2013 yılındaki üretim miktarımız 494.325 tondur. 2013 yılındaki vişne üretimi ise 179.752 tondur.

 2. KİRAZ VE VİŞNENİN EKOLOJİK İSTEKLERİ

2.1. İklim İstekleri

Kiraz yetiştiriciliğinde iklim faktörlerinden en önemlisi sıcaklıktır.  Çiçek tomurcukları –2,4°C’ye kadar dayanabildikleri halde, açmış çiçekler –2°C’de donarlar. Vişnelerin odunsu kısımları ise –40 °C’ ye kadar dayanabilirler. Vişneler düşük sıcaklıklara kirazlardan daha fazla dayanırlar. İlkbaharda çiçeklenme kirazlardan daha sonra olduğu için vişne çiçeklerinin ilkbahar geç donlarından zarar görme olasılığı daha düşüktür.

            Kirazlar için kış dinlenme istekleri vişnelerden daha önemli olup, dinlenmeden çıkabilmeleri için yeterli kış soğuğu almaları gerekmektedir. Soğuklama ihtiyaçları karşılanmamış kirazların çiçeklenmelerinde gecikme ve düzensizlikler görülmektedir. Lambert, Napolyon ve Bing gibi yüksek soğuklanmaya ihtiyaç gösteren kiraz çeşitlerinde daha belirgindir. Kirazlarda kış dinlenme isteklerini yeterince karşılayamayışı döllenme yönünden de sorun yaratmaktadır.  Çünkü ılık geçen kışlardan sonra, düşük soğuklama ihtiyacı gösteren çeşit, yüksek soğuklama ihtiyacı gösteren çeşitten daha erken çiçeklendiğinden, bu iki çeşit birbirini tozlayıp dölleyemezler. Vişneler ise, kendine verimli olduğu için, bu konuda bir sorun yoktur. Genel olarak kiraz ve vişnelerde +7,2°C’nin altında soğuklama süresi 1100-1700 saattir. 

            Kiraz ve vişne yetiştiriciliğinde, yağışın yıl içinde düzenli olarak yayılması en uygun olanıdır. Kiraz ve vişnelerde çiçeklenme ve meyve oluşumu esnasında havaların yağışlı gitmesi istenmez. Çünkü çiçeklenme zamanında yoğun yağmur döllenmeyi güçleştirir ve mantar zararının artmasına neden olur. Yine meyve olgunlaşması esnasında yağabilecek yağmur meyvelerin çatlamasına neden olarak, pazar değerini düşürür.

            2.2. Toprak İstekleri

            İyi drene edilmiş, derin, havalanabilen ve yaz aylarında düzenli olarak sulanabilen topraklar kirazlar için en uygun topraklardır. İyi drenaja sahip olmayan fakir topraklarda ağaç zayıf gelişir ve seyrek meyve dalları meydana gelir. Yine kuru topraklarda meyveler küçük kalır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde kökler yüzlek kalır ve ağacın gelişimi yavaş olur. Bu gibi durumlarda ise ağacın kuraklık ve dondan etkilenme riski artar.

Vişneler ise, toprak açısından daha toleranslıdır. Vişneler kuru, kumlu veya kireçli topraklarda da yetiştirilebilirler. Özellikle idris anacının kullanıldığı yerlerde vişnelerin kuraklığa dayanmaları artar. Vişne için de en ideal toprak kiraz yetiştiriciliğine uygun olan topraklardır.

3. KİRAZ VE VİŞNENİN ÇOĞALTILMASI

En uygun çoğaltma metodu, aşı ile çoğaltmadır. En uygun aşı şekli ise, durgun göz aşısıdır. Fidanlıklarda durgun göz aşısına ilk önce yabani kiraz çöğürlerinden başlamak gerekir. Genellikle idrislerde vegetatif gelişme daha uzun sürdüğünden yani anaç geç zamanlara kadar kabuk verdiğinden aşıya daha geç başlamak ve bu işi sonbaharın başına kadar sürdürmek mümkündür. Durgun gözaşısının başlama zamanı aşı gözlerinin olgunlaştığı, bitirme zamanında anacın kabuk verme durumuna göre düzenlenebilir.

 4. DÖLLENME BİYOLOJİSİ

Döllenme, kiraz yetiştiricilerinin bahçe kuracakları zaman dikkate almaları gereken en önemli konudur. Yapay mutasyon ile meydana getirilen birkaç çeşit (stella) dışında üzerinde çalışılan bütün kirazların kendileriyle uyuşmaz olduğu tespit edilmiştir.

Kirazlarda, çiçek tozları çok iyi çimlenebildiği halde, çeşitlerin kendi kendini dölleyememesi veya birbirleri ile tozlandıkları halde meyve elde edilememesinin sebebi uyuşmazlıktır.

Kiraz bahçelerinde yeterli verimin alınabilmesi için;

Tek çeşitten kesinlikle bahçe kurulmamalıdır.

Ele alınacak çeşitlerin birbirlerini dölleyebildiklerinden emin olunmalıdır.

Bahçede tozlanmayı sağlayacak yeterli sayıda arı olmalıdır. (her 40 dekar için, içinde 15.000–20.000 arı olan 4–5 çerçeveli bir veya daha fazla koloni)

Vişne çeşitleri ise, genellikle kendi kendine verimlidir. Hatta çiçeklenme zamanları denk gelirse vişnelerin kirazları da dölleyebilmeleri mümkündür.

5. KİRAZ ve VİŞNE BAHÇESİNDE UYGULANAN KÜLTÜREL ve TEKNİK İŞLEMLER

5.1. Bahçe Tesisi 

 Kapama kiraz ve vişne bahçesi tesis ederken, özellikle kirazlarda iyi bir dikim planlaması gerekmektedir. Vişnelerde döllenme sorunu olmadığından tek çeşitle de bahçe tesis edilebilir. Ancak ikinci bir çeşit verimi daha çok arttırır. Kirazlar kendine kısır olduğundan ana çeşitler, dölleyici çeşitten hiçbir zaman iki sıradan fazla uzakta olmamalıdır. Bu ilkeyi dikkate alarak gerek döllenme gerekse hasat ve pazarlama kolaylıkları için; dekarı yüksek olan arazilerde kurulacak kapama bahçelerde erkenden geçe doğru olacak şekilde en az 4-5 çeşit, hatta en iyisi de 7-8 çeşit dikilmesidir.

Dikim aralıklarını toprak durumu, anaç, sulama ve gübreleme gibi koşullar belirler. Ancak genel olarak kullanılan dikim aralıkları, yabani kiraz üzerine aşılı kirazlarda 8 m x 8 m, 8 m x 6 m veya 7 m x 7 m; idris (mahlep) üzerine aşılı kirazlarda 6 m x 6 m, 5 m x 6 m; klon anacı üzerine aşılı kirazlarda ise 3 m x 4 m’ye kadar düşmektedir. Vişne çöğürü üzerine aşılı vişnelerde 4 m x 4 m, 3 m x 4 m olmaktadır.

            5.2. Sulama

            Yıllık yağışın 600 mm ve üzerinde olduğu yerlerde kirazı 400 mm ve üzerinde ise, vişneyi sulamaya gerek yoktur. Ancak bu yağışların altında ki yerlerde ise yılda 2 – 3 kez sulama yapılması vegetatif ve generatif gelişme açısından yararlı olacaktır.

            5.3. Gübreleme 

Kiraz ve vişne bahçelerinde özellikle ilk kuruluş devresinde dekara 2-3 ton yanmış çiftlik gübresi verilmesi ve bunun 2 yılda bir tekrarlanması ağaçların gelişmesi açısından yararlıdır. Dikimi izleyen ilk yıllarda, yani ağaçların teşekkülü esnasında çok kuvvetli gübre verilmesi sakıncalıdır. Çünkü kuvvetli vegetatif gelişme gösterir ve meyve teşekkülü gecikir. Ancak verime yatmış ağaçlarda durum farklı olup, bunlara her yıl yukarıda belirtilen çiftlik gübresi dışında yapılacak toprak ve yaprak analizleri doğrultusunda inorganik gübre verilmelidir.

            5.4. Budama

 Kiraz ve vişneler taçlarının gelişimi açısından farklılıklar gösterir. Kiraz çeşitleri genellikle dikili büyüyen bir taç oluştururken, vişne çeşitleri daha yayvan bir taç şekli oluşturur. Bu nedenle kirazlar için piramit veya modifiye lider (değişik doruk dallı) sistem uygulanırken, vişneler genellikle modifiye lider (değişik doruk dallı) sistem şeklinde taçlandırılır. Yaygın olarak uygulanan ise her ikisinden de modifiye lider sistemdir. Modifiye lider sisteminde genel esaslar elma ve armuttakinin aynısıdır. Ancak kirazlarda, çatal dalların yarılmaya hassasiyeti nedeniyle kuvvetli çatı dalların oluşturulmasına özel bir dikkat göstermek gerekir.

Fidanlar, tercihen 1,5-2 cm çapında, 150-200 cm boyunda, bir yaşlı ve kuvvetli olmalıdır. Bu fidanların tepeleri 90-100 cm’den vurulur. Lider haricinde seçilen 4 yan dalın ana gövde üzerinde birbirlerinden 30 cm aralıkta ve ana gövde ile aralarındaki açının 45-60° olması gerekir. Çatı teşekkül ettikten sonra, ağaçlar çiçeğe yatıncaya kadar çok az budanmalıdır. Özellikle genç kiraz ağaçlarında dalların yukarıya doğru gelişme eğilimi vardır. Bu bakımdan yan dalların gelişmesine özel bir dikkat göstermek gerekir. Kısaca gerek kiraz gerekse vişne ömrü boyunca hafif budama ister.

6. HASAT, TASNİF VE AMBALAJLAMA

            6.1. Hasat

            Kiraz ve vişneler hasat olgunluğuna geldikleri zaman toplanmalıdır. Bu ise, meyvenin normal irilik, rengini ve çeşide özgü tat ve aromasını alması demektir. Şurası çok iyi bilinmelidir ki, bu türlerde meyveler hasat zamanına doğru iriliklerine büyük ölçüde artırmakta ve böylece verim miktarı % 35-40 artmaktadır.

            Ekonomik düşünceden dolayı, bazı çok erken olgunlaşan çeşitler istisna edilirse, kiraz ve vişneler genellikle bir defada hasat edilirler ve yine genellikle el ile ve sapları ile beraber toplanırlar. Toplama esnasında meyve dalcıkları kırılmamalıdır. Toplanan meyveler 3-5 kg’lık sepet veya kovalara konur ve ambalaj yerlerine böyle gönderilir.

            6.2. Tasnif ve Ambalajlama

            Özellikle kirazlar pazara arz edilirken ekstra, I. sınıf ve II. sınıf olmak üzere üç sınıfa ayrılırlar. Çapı 20 mm’den aşağı olmayan, şekil ve renk yönünden tamamen birbirine benzeyen en üstün meyveler ekstra sınıfa girerler. Yine iyi kaliteli olmakla birlikte şekil, renk ve gelişme bakımından hafif özürlü çapı en az 17 mm olanlar I. sınıfa girerler. Seçilen bu meyvelerden arta kalan ancak yine de taze, sağlam, yarasız, lekesiz, çatlak olmayan meyveler II. sınıfa girerler. Bunlarda büyüklük aranmaz.

            Bu şekilde seçilen kirazlar, 5-10 kg’lık sepet kutular veya 30 x 50 cm boyutlarında ki tablalara konularak pazara arz edilir. Ambalaj kaplarının hafif, temiz ve yeni olmaları gerekir.